21 Ekim 2009 Çarşamba
Sayın Kerem ATEŞ
TURÇEK Genel Sekreteri
İSTANBUL
Sayın Kerem ATEŞ,
Bildiğiniz gibi TURÇEK'in bir üyesiyim. TURÇEK'in Muğla Temsilciliğini sayın Ferruh Onur'un önerisiyle geçen yıl üstlenmiş bulunuyorum…
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, yıllardır devam eden "okul dışı eğitim" olarak tanımladığımız, bizlere "diğerkam kişilik" kazandıran çalışmalarda, edindiğimiz "tecrübi bilgi" ile Bilinç Üniversitesi'ni kurduk.
Diğerkam kişiliğimizde kaynaklanan sorumluluk anlayışımızla Türkiye'nin, "çevrenin kirletilmediği, aşırı tüketimin (israfın) yapılmadığı, trafik kurallarının çiğnenmediği, sağlığa aykırı alışkanlıkların edinilmediği, verginin kaçırılmadığı, rüşvetin alınmadığı/ verilmediği, iş ahlakına aykırı işlerin yapılmadığı, milli servete zarar verilmediği, her şeyin devletten beklenmediği bir ülke" olabilmesi için yıllardır çalışıyoruz.
Bilinç Üniversitesi'ni kurmamıza, "diğerkam kişilik" kazanmamıza yol açan "tecrübi bilgi"mizi ülkenin geleceği ilk ve orta öğretim okulları öğrencileri ile paylaşabilmek için "bilgilendirme konferansları" vermenin yararlı olacağını düşünüyoruz. Ancak, bu konuda ilgili makamlara yaptığımız başvurular tüzel bir kişiliğe sahip olmadığımız nedenle kabul edilmemekte, böyle bir sorun yaşanmaktadır.
Sözü edilen konferansları TURÇEK adına vermeyi talep etmemiz durumunda sorunun aşılacağı başvurularımızın dikkate alınacağı anlaşılmaktadır…
Bu arada dile getirmek istediğim daha önemli bir konu var: HABİTAT Konferanslarının ihya edilmesi, yeniden başlatılması.
Asrın Zirvesi olarak nitelenen İstanbul HABİTAT Konferansında Yerel ve bölgesel HABİTAT'lardan söz edildi. Ancak her şey kağıt üzerinde kaldı…
Bodrum'da gerçekleştirilen Yerel HABİTAT'a gelince: 83 dernek, kurum, kişi ve kuruluşun KATILIMCISI olduğu, 25 KOZA'nın oluşturulduğu bu konferansla bir ilk gerçekleştirildi. Bir İŞ PROGRAMI üretildi.
Bu Konferans Birleşmiş Milletlerin Ellibirinci Genel Kurul Toplantısında gündeme geldi. Alkışlandı. Ne var ki, bu konferansta verilen sözler de unutuldu. TAAHHÜTLER havada kaldı. Türk gibi başlandı. Ne yazık ki, DAĞ YİNE FARE DOĞURDU…
HABİTAT Konferanslarının, öncekilerden alınan dersler dikkate alınarak yeniden başlatılabilmesi için bazı girişimlerde bulunuyorum. Bu konuda da yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum.
Yukarıda sözü edilen ilk ve orta öğretim okulları öğrencilerine konferans verme konusunda karşılaştığımız zorlukları aşabilmemiz için TURÇEK üyeliğimi ve Muğla Temsilciliğimi onaylayan bir yazının yeterli olacağını sanıyorum.
Yardımcı olursanız memnun olurum…
Saygılarımla.
Galip BARAN
TURÇEK Muğla Temsilcisi
HABİTAT Yurttaşlar Kozası Kolaylaştırıcısı
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
(1) : Turgutreis Bilinç Üniversitesi'nin öncelikli hedefi: Bilgi üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına önayak olmak, böylece, onların, "Bilinç Çağı"nın bilinçli mühendislerini, mimarlarını, doktorlarını, psikologlarını vb meslek mensuplarını yetiştirme çabalarına katkıda bulunmaktır.
***
SORULAR…
Prof. Dr. Okran Kural
Sayın Kural; Birkaç gün önce elime geçen "Dünya için bir şey yap" başlıklı kitabınızı okuyorum...
Özgeçmişinizde, yazdığınız kitaplardan , açtığınız sergilerden ve "çevre bilinci"ni geliştirmek amacıyla verdiğiniz konferanslardan söz ediliyor.
Sorular:
"Çevre bilinci"nin geliştirilmesinden söz ettiğinize göre, kitaplarınızı okuyanların, açtığınız sergileri izleyenlerin, verdiğiniz konferansları dinleyenlerin daha önce ne kadar bilinçli olduklarını merak ediyorum.
Aşağıda sözü edilen çalışmaları yapmazdan önce bilinç sözcüğünü ben de yanlış yanlış kullanıyordum Örneğin "biliyorum" yerine "bilinçliyim", "bilgilendiriyorum" yerine "bilinçlendiriyorum diyordum. Bilinç "sözcüğünün fiil olarak kullanıldığında nesne almadığını (geçişsiz bir fiil olduğunu) bilmiyordum…
Sayın Kural,
Bodrum'un Turgutreis Beldesinde 1989 yılında başlattığımız çöp toplama kampanyası, izleyen yıllarda, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaşanmakta olan sorunları önlemeyi öngören projelere dönüştü. İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, "okul dışı eğitim" olarak tanımladığımız, yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan, bizleri bilinçlendiren, kendimizi tanıma sürecini başlatan bu çalışmalarda, çöp toplamağa başladığımızda öngördüğümüz hedefi aştık:
• Bazılarımız " "diğerkam kişilik" edindik.
• Bazılarımız aynı zamanda "yasa bağımlısı" da olduk.
• "Bilinç Çağı"nda yaşamakta olduğumuzun farkına vardık.
• Edindiğimiz "tecrübi bilgi" ile Bilinç Üniversitesi'ni (1) kurduk.
• "Toplumsal sorumluluk bilinci" olarak tanımladığımız bir kavramı hayata geçirdik.
• Çocukluğumuzda içtiğimiz And'da yer alan "Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi"ni özümsedik.
• "İklim değişikliği" sorununun insanoğlunun bu gezegende bencilce yaşamakta oluşundan kaynaklandığını öğrendik…
"Çevre bilgimiz"in çevreyi kirletmemizi, "trafik bilgimiz"in trafik kurallarını çiğnememizi, "vergi bilgimiz"in vergi kaçırmamızı, "tasarruf bilgimiz"in israfı, "yasa bilgimiz"in yolsuzluk yapmamızı önlemediği ve "İklim değişikliği"nin "Bilgi Çağı"nda gerçekleştiği dikkate alındığında, "Bilinç Çağı"nın anlamı ve Bilinç Üniversitesi'nin işlevi kendiliğinden ortaya çıkar…
Sayı Kural,
Dünyayı kurtarma konusunda bizler de bir şeyler yapma çabası içindeyiz. Kitabınızda sözünü ettiğiniz işlerin çoğunu, hatta bazı alanlarda fazlasını yapıyoruz. Yönetimi denetlemek, hesap sormak gibi. Çalışmalarda geliştirdiğimiz projeler M. E. B. Talim Terbiye Kurulu komisyonlarında uyutuluyor. Sorunun Prof. Dr. gibi bir unvanımın olmayışından kaynaklandığını sanıyorum.
Dünyayı kurtarma çalışmalarımızla ilgili bazı yazılarımı gönderiyorum. Anlamlı bulursanız sizinle işbirliği yapmak isteriz…
Saygılarımızla.
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi Kurucusu,
(1) : Turgutreis Bilinç Üniversitesi'nin öncelikli hedefi: Bilgi üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına önayak olmak, böylece, onların, "Bilinç Çağı"nın bilinçli mühendislerini, mimarlarını, doktorlarını, psikologlarını vb meslek mensuplarını yetiştirme çabalarına katkıda bulunmaktır.
***BODRUM HABİTAT DEKLARASYONU
1. Bodrum Yarımadası'ndaki sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, merkezi hükümet temsilcileri , kozalar, ortaklar, bireyler olarak bizler 17-21 Ekim 1996 tarihleri arasında Bodrum HABİTAT Konferansı'nda bir araya gelerek yöremizin çevre ve yaşam koşullarını, sorunlarını ve çözüm yollarını, verilere ve gözlemlere dayalı olarak değerlendirdik, tartıştık. HABİTAT II Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı'nın sonuç belgeleri olan İstanbul Deklarasyonu ile Türkiye Ulusal Rapor ve Eylem Planı'nın amaç, ilke ve yöntemleri çalışmalarımızın çerçevesini oluşturdu. Bu bağlamda insan yerleşimlerini hakça, sürdürülebilir ve yaşanabilir kılma amaçlarını benimsediğimizi; bu amaçlara yurttaş ve kentli bilinci, yapabilir kılma sratejisi ve çok ortaklı yönetim ve yönlendirme ilkeleri çerçevesinde ulaşılabileceğini; bunu için de ortaklık anlayışının yaşama geçirilmesinin gerekli ve zorunlu tespit ediyoruz. HABİTAT amaçlarına ulaşmada yerel girişim ve eylem programlarının taşıdığı önemin bilincinde olarak, ülkemizdeki ilk Yerel HABİTAT 'ı Bodrum'da düzenlemiş olmaktan kıvanç duyuyoruz.
2. Kıyısallaşma ve ikinci konut yapımı sürecinden ve turizm hareketinden aldığı önemli pay nedeniyle hızlı bir nüfus artışının gerçekleştiği Bodrum'da yerleşme ile ilgili düzenlemelerin ihtiyacı karşılamaktan uzaklaştığını, yaşam ortamımızdaki bozulmaların önlenemez, planlanamaz ve denetlenemez hale geldiğini, Yarımada'da büyük altyapı ve temel hizmet açıkları oluştuğunu, suyun minimum nüfusa yetmez halse geldiğini, kanalizasyon ve artmanın yetersiz olduğunu, çözülmesi acilleşmiş bir atık sorunuyla karşı karşıya olunduğunu, ulaşımın kent ve yarımada ölçeğinde tıkandığını, tüm bunların sonucu turizm kesiminin nitelikli hizmet veremez hale geldiğini ve standartların düştüğünü, yat limanı ve çekek yerleri kapasitesinin dolduğunu saptadık.
Yoğun ve düzensiz yapılaşma sonucu sadece doğal ve tarihi ortamın tahrip olmakla kalmayıp; görsel kirliliğin, çevre ve ses kirliliğinin de taciz edici çizgiye ulaştığını, aynı zamanda yerleşimin özgün sosyal kimliğinin ve hemşehrilik bilincinin de zedelendiğini, sosyal, kültürel, alt yapının eğitim hizmetlerinin gelişen bir Bodrum Yarımada'sının dinamikleriyle uyum içinde olmadığını saptadık. Bodrumluların yaşamlarını mutlulukla sürdürebilecekleri gelecekteki Bodrum'u düşünmekte giderek güçlük çektiklerini belirledik.
3. Gelecek kuşaklara en azından devraldığımız kadarını devretme bilinciyle baktığımızda:Gördük ki, sorunlarımızın önemli bölümünü sosyal, kültürel, tarihi değerleri korumayı ve Bodrum Yarımadası'nın yerleşim düzenini yeni bir bakış açısıyla tasarlamayı amaçlayan bir hemşehrilik bilinciyle çözebiliriz. Gördük ki, sorunlarımızın bir kısmını kendi gücümüz ve ortak çabalarımızla doğrudan çözebiliriz. Sosyal ve ekonomik çelişkilerin belirlediği noktalarda aramızda oluşturacağımız uzlaştırıcı oluşumlarla harekete geçirebiliriz.
Gördük ki, sorunlarımızın bir kısmını kamu otoritesinin, kamusal hizmet alanının, yarımadada yaşayanların ortak talepleri doğrultusunda geliştirmesini sağlayarak çözebiliriz.
Ve biz, kadını-erkeği, çocuğu-genci-yaşlısı tüm Yarımadalılar Bodrum Yarımadası'nın tüm olanaklarını harekete geçirerek ve tüm sorunlarımıza yaratıcı çözsümler üreterek, yaşam ortamımızdaki olumsuz gelişmeyi durdurmak ve yeniden iyileştirmek üzere İş Programımızı hazırladık. HABİTAT'ın simgelediği işbirliği ve dayanışma kültürü çerçevesinde Bodrum Yerel HABİTAT Konferansı'nın Ulusal HABİTAY ve Akdeniz Bölgesel HABİTAT oluşumlarının gerçekleşmesi sürecinde anlamlı bir aşama olduğu düşüncesiyle Türkiye'deki Yerel HABİTAT inisiyatiflerinin yaygınlaşması için çağrıda bulunmayı görev biliriz.
Bodrum HABİTAT Kozası***
BODRUM HABİTAT KONFERANSI İÇİN CUMHURBAŞKANI'NDAN GELEN MESAJ VE
HABİTAT KONFERANSI AÇILIŞINDA YAPILAN KONUŞMALARDAN ALINTILAR
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Mesaj
Sayın Sönmez Taner
Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı
BODRUM
Geçen Haziran ayında İstanbul'da başarıyla gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABİTAT II, çağdaş toplumların temel sorunlarından olan yerleşim sorununa ilişkin evrensel bir anlayışın oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Konferansın tüm katılımcıları tarafından benimsenen bu anlayışa göre, yerleşim alanlarının güvenli, sağlıklı ve daha yaşanabilir hale getirilmesinde resmi organizasyonlarla sivil toplum kuruluşlarının dayanışma, işbirliği ve ortaklıklar temelinde çalışmaları esastır.
Bodrum HABİTAT Konferansı'nı, bu bakımdan, öncü ve örnek bir etkinlik olarak değerlendiriyorum. Konferansın düzenlenmesine katkıda bulunan tüm kişi ve kuruluşları tebrik eder, sevgilerimi iletirim.
*
Belediye Başkanı Tuğrul Acarın konuşması
Değerli konuklarımız, sevgili Bodrumlular,
Birleşmiş Milletler tarafından kentlerin daha yaşanabilir kılınması için düzenlenen bu toplantının Bodrum'da yapılması bizim için ayrı bir önem taşımaktadır.
Çocuklarımızdan gençlerimize, emeklilerimizden kadınlarımıza kadar tüm Bodrumlular bu süre içinde raporlar hazırlayıp, çözüm önerileri sundular ve ortaya bir Bodrum İŞ PROGRAMI çıktı.
Bodrum Belediyesi olarak Bodrum'da yaşayanların bu kentle ilgili kararlara katılmalarına ve sorunlara birlikte çözüm aramalarına büyük bir heyecanla yaklaşıyoruz. Çünkü inanıyoruz ki kentin sorunlarını en iyi kentte yaşayanlar bilir. Bizler kente hizmet vermek için seçilmiş kişiler olarak kentin sorunlarına çözüm bulmak için yapılmış her çalışmaya gönülden destek vermeye hazırız.
Kendimi önce bir Bodrumlu olarak, daha sonra bir Belediye Başkanı olarak çok şanslı gördüğümü belirtmek istiyorum.
Bodrum Yerel HABİTAT Toplantıları, yaşadığı kente karşı sorumlu olmanın ve o kentin sorunlarıyla ilgili çözüm üretmenin, yerel yönetime katılmanın bir başlangıcı olacaktır. Bodrum'da bu güne kadar pek çok kişi bunları düşündü, konuştu. Birlikte çalışabilmeyi Bodrum Yerel HABİTAT Toplantılarında başaracağız.
İnanıyorum ki, bu İş Programı, Bodrum'u daha yaşanabilir, sürdürülebilir, ve herkes için eşit çözümler üretilmesine yardımcı olacaktır. Bodrum İş Programı'nın kısa zamanda hayata geçebilmesi çok önemlidir.
Bodrum Belediye Başkanı olarak hepinize, özellikle de bu çalışmaların içinde bulunan herkese teşekkür eder, saygılar sunarım.
*
Bodrum Kaymakamı Uğur Boran'ınBodrum HABİTAT Konferansı açış konuşması
Sayın Valim; Değerli konuklar, sevgili Bodrumlular, sözel ve görsel basının değerli mensupları;
İnsanlığa daha iyi şartlar hazırlama ilke ve hedefleri doğrultusundaki plan ve programlar; üzülerek söylemek gerekirse, tüm bilgi ve teknoloji, çağına rağmen çok büyük bir problem olarak dünya gündeminin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yine üzülerek söylemek gerekirse, yaşanabilirlik kavramının yaşanamazlığa, bir anlamda vurdumduymazlığa dönüştüğü Bodrum ve onun yarımadasındaki, kaybedilenlere rağmen yeniden kazanılacak hala çok şeyin olduğunu gören Bodrumluların, sivil toplum örgütlerinin, yerel yönetimlerin Bodrum HABİTAT'ı gerçekleştirmeleri bize göre çok önemlidir.
Önemlidir çünkü kentte yaşayanlar; yaşanabilir bir Bodrum yaratmanın, kentlerine sahip çıkmakta olduğunda artık anlamışlardır.
Değişik meslek örgütleri, dernekler, vakıflar ve yerel yönetimler bir İş Programı hazırladılar ve yapılacak işlerin sorumlularını belirlediler.
Bu İş Programı her şeyin devletten beklenmemesinin açıkça ortaya konmasıdır.
Bodrum HABİTAT'ın oluşmasına katkıda bulunan tüm birey ve kuruluşlara teşekkürlerimle.
Saygılar sunarım.
*
TOKİ (Toplu Konut İdaresi) Başkanı
Yiğit Gülöksüz'ün konuşması
Haziran 1996'da İstanbul'da yapılan Birleşmiş Milletler HABİTAT II Konferansına giden yolda, dünyada ve ülkemizde önemli gelişmeler oldu. Sivil Toplum Kuruluşlarını önemi dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ilk defa bu ölçüde öne çıktı. İstanbul Konferansı, sorunlara çözüm aramada ve sorumluluk yüklenmede devletler ve gönüllü kuruluşlar arasında yükselen "ortaklık" anlayışı ile önemli bir kilometre taşıdır.
Bodrum Yerel HABİTAT sivil toplum pratiklerinin denendiği, sınandığı ve geliştirildiği öncü bir uygulama olmuştur HABİATAT II'nin ilk uygulaması olarak uzun yıllar anılacaktır.
Bu uygulama ile Türkiye ve Dünya gündemine katkıları nedeniyle hepimiz; Bodrumlulara, bu özgün çalışmaya öncülük eden Sivil Toplum Kuruluşlarına Bodrum Belediye Başkanlığı'na ve destekleyen kamu ve özel kuruluşlara çok şeyler borçluyuz.
Bodrum deneyimi ile başlayan Yerel HABİTAT çalışmalarının yurdumuzun bütün yerleşmelerinde geçekleşmesini bekliyoruz.
Galip BARAN
Bodrum HABİTAT Emekliler ve Trafik Kozaları Kolaylaştırıcısı
***
Bodrum Belediye Başkanlığına
Konu: HABİTAT Ruhu'nun canlandırılması
Sayın Başkan,
1989 yılında Turgutreis'te başlattığımız çöp toplama kampanyası, izleyen yıllarda, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaşanmakta olan sorunlarda "insan kusuru" etmenini en aza çekmeyi hedef alan uygulama projelerine dönüştü.
İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, "okul dışı eğitim çalışması" olarak tanımladığımız bu projeleri uygularken, yaşam biçimimiz radikal şekilde değişti.
Sözü edilen alanların tümünde bilinçlendik. Bu süreçte:
* Kendimizi tanımağa başladık.
* Bazılarımız "diğerkâm kişilik" edindik.
* Bazılarımız aynı zamanda "yasa bağımlısı" olduk.
* Türkiye'yi dış borç yükünden kurtarmak için çalıştık.
* "Bilinç Çağı"nda yaşamakta olduğumuzun farkına vardık.
* Edindiğimiz "tecrübi bilgi" (1) ile Bilinç Üniversitesi'ni (2) kurduk.
* Öğrencilik günlerimizde içtiğimiz And'da yer alan "yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi"ni özümsedik.
* "İklim değişikliği" sorununun insanoğlunun bu gezegende bencilce yaşamakta oluşundan kaynaklandığını idrak ettik.
* "Toplumsal sorumluluk bilinci" olarak tanımladığımız, çok hafife aldığımız ve bu nedenle bedelini ağır bir şekilde ödemekte olduğumuz bir kavram geliştirdik ve hayata geçirdik
İnsanoğlunun içinde bulunduğu "Bilgi Çağı"nda edindiği "kitabi bilgi"nin (3) bilinçlenmesini sağlayamadığı; ozon tabakasının delinmesini, buzulların erimesini, yağmur ormanlarının yok edilmesini, "iklim değişikliği"ni önleyemediği dikkate alınarak düşünüldüğünde, "Bilinç Çağı"nın, "tecrübi bilgi"nin ve Bilinç Üniversitesi'nin anlamı, önemi ve misyonu kendiliğinden ortaya çıkar…
Sayın Başkan,
1996 yılında İstanbul'da ardından Bodrum'da gerçekleştirilen HABİTAT Konferanslarına katıldım. Bodrum HABİTAT Konferansında Emekliler Kozasını kurdum ve kolaylaştırıcısı oldum. O günlerde "trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım" çağrısına işlerlik kazandırmak için Garajaltı kavşağında başlattığım uygulama nedeniyle önerilen Trafik Kozası Kolaylaştırıcılığını da üstlendim.
Sözü edilen kozaların kolaylaştırıcısı olarak üstlendiğim sorumlulukların (taahhütlerin) gereğini Bodrum dışında; örneğin, Ankara, İstanbul, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bilecik, Eskişehir Konya, Çorum, gibi illerde ve bazı ilçelerde de yerine getirdim.
Böylece, başta sayılan alanlarda başlattığım çalışmalarla, Türkiye'nin; çevrenin kirletilmediği, aşırı tüketimin yapılmadığı, trafik kurallarının çiğnenmediği, sağlığa aykırı alışkanlıkların edinilmediği, verginin kaçırılmadığı, rüşvetin alınmadığı/verilmediği, iş ahlakına saygı gösterildiği, milli servete zarar verilmediği, imar yasasına aykırı işlerin yapılmadığı, her şeyin devletten beklenmediği bir ülke olması, diğer deyişle, yaşanabilir bir Türkiye için çalıştım.
Sayın Başkan,
Geçtiğimiz günlerde, HABİTAT Ruhu'nu canlandırma konusunda bir çalışma grubu oluşturmak amacıyla HABİTAT Konferansında seçtikleri alanlarda bundan böyle daha aktif olarak çalışmak isteyen kozalara bir çağrı yaptım.
Yarımada halkıyla ve diğer kozalarla daha yakın bir iletişim kurabilmek için bir çalışma yerine ihtiyacımız var.
HABİTAT İzleme ve Uygulama Birimi'nin HABİTAT Konferansını izleyen günlerde büro olarak kullandığı odayı çalışma yeri olarak kullanmak istiyoruz.
Anılan çalışma grubu oluştuğunda, faaliyetlerini rölantiye almış görünen kozaların da HABİTAT Ruhu'nu canlandırma konusunda aktif olarak çalışmağa başlayacaklarına içtenlikle inanıyoruz.
Sayın Başkan,
Çalışma yeri talebimizi, (a) başta sayılan alanlarda yıllardır çalışan bir birey olduğumu ve ekte görülen, (b) HABİTAT Konferansının açılış konuşmalarında dile getirilen düşünceleri ve (c) özellikle de Bodrum Yarımadasındaki sivil toplum kuruluşlarını, yerel yönetimleri, merkezi hükümet temsilcilerini, kozaları, ortakları ve bireyleri bağlayan Bodrum HABİTAT Deklarasyonunu dikkate alarak değerlendirmenizi bekliyoruz.
"Okul dışı eğitim çalışmaları"nda geliştirdiğimiz, "Diğerkamlık Andı"nın adınıza düzenlediğimiz örneği eklidir. Saygılarımızla.
Galip BARAN
Emekliler ve Trafik Kozası Kolaylaştırıcısı, TURÇEK (Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu ) Muğla Temsilcisi ve Bilinç Üniversitesi Kurucusu
(1) "Tecrübi bilgi" insana sorumluluk yükleyen bilgidir.
(2) Bilinç Üniversitesi'nin misyonu: "Bilgi Çağı" üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak, böylece, daha bilinçli mühendislerin, mimarların, doktorların, psikologların vb meslek mensuplarının yetiştirilmesi çabalarına katkıda bulunmaktır.
(3) "Kitabi bilgi" insana sorumluluk yüklemeyen bilgidir.
EKLERİ:
1. HABİTAT Konferansı açılışında yapılan konuşmalardan ve Cumhurbaşkanından gelen mesajdan alıntılar.
2. Bodrum HABİTAT Deklarasyonu
3. HABİTAT Kozalarına yapılan çağrı
4. Mehmet Kocadon adına düzenlenmiş olan "Diğerkamlık Andı"
***TEL: (0252) 382 34 77 - (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com, www.galipbaran.blogspot.com****************************************************SAYIN (Mustafa Nevruz) SINACI,BİLİYORUM Kİ SEN DE "BİLGİ VARSILI" BİR VARLIKSIN. BİL Kİ, LAF EBELİĞİNDEN ÖTE BİR SONUÇ VERMEYEN "BİLGİ VARSILLIĞI ÖVGÜLER ALSAN DA ÇÖZÜM DEĞİLDİR. HEM "BİLGİ VARSILLIĞI" SENİN TEKELİNDE DEĞİLDİR."İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ" DENİLEN FELAKET DÜNYANIN TÜM "BİLGİ VARSILLARI"NA RAĞMEN GERÇEKLEŞMİŞTİR.OYSA, ASIL İHTİYAÇ,"BİLİNÇ VARSILLIĞIDIR". "BİLİNÇ VARSILI" OLABİLMEK İÇİN ÖNCELİKLE YAPILMASI GEREKEN ŞEY "BENCİLLİK"LE SAVAŞMAKTIR. BU SAVAŞ TOPLA TÜFEKLE KAZANILAMIYOR. "BİLGİ ÇAĞI"NIN T EĞİTİM ANLAYIŞI İLE BAŞARILAMIYOR.ÇÖZÜM DİĞERKAM (SENCİL, ÖZGECİ, ELCİ, ELSEVER) KİŞİ OLABİLMEKTE.BUNUN MÜMKÜN OLDUĞUNU YILLARDIR DEVAM EDEN "OKUL DIŞI EĞİTİM" OLARAK TANIMLADIĞIM ÇALIŞMALARLA KANITLAMIŞ BULUNUYORUM.ANA "SEN İNSANLIK İÇİN ÇALIŞIYORSUN" DEMELERİ BUNU DOĞRULUYOR.ŞU VAR Kİ, SEN DAHİL HİÇ KİMSE BU GERÇEĞİ GÖREMİYOR, KABUL EDEMİYOR.SORUN, SEN DAHİL HİÇ KİMSENİN BENCİL BİR VARLIK OLDUĞUNU İDRAK EDEMEMESİNDE.OYSA, İDRAK (ÇÖZÜM) İNSANOĞLUNUN YUKARIDA SÖZÜ EDİLEN ÇALIŞMALARDA YER ALABİLMESİNE, SALİH AMELLER EYLEMESİNDE "BENCİLLİK CANAVARI"NIN TUTSAKLIĞINDAN KURTULUP, İNSANN-KAMİL OLABİLMESİNDE."YURTTA BARIŞ"IN DA "DÜNYADA BARIŞ"IN DA ENGELİ :::İNSANOĞLUNUN BENCİL BİR VARLIK OLDUĞUNU İDRAK EDEMEMSİNDE.BEN BU GERÇEĞİ, "SORUN BENCİLLİK, ÇÖZÜM SENCİLLİK" OLARAK İFADE ETMİŞ BULUNUYORUM."YURTTA BARIŞ"IN REÇETESİ:"YURDU VE MİLLETİ ÖZDEN ÇOK";VE "DÜNYADA BARIŞ"IN REÇETESİ İSE,"YARADILANLARI YARATAN'DAN ÖTÜRÜ ÖZÜNDEN ÇOK SEVME" İLKESİNİ ÖZÜSEYEBİLMESİNDE,İÇSELLEŞTİREBİLMESİNDE SAKLI.DİĞER TARAFTAN;AYNI ÇALIŞMALARDA GÖRDÜM Kİ,BENCİL VARLIK, YURDU VE MİLLETİ "ÇOK"U ŞÖYLE DURSUN "ÖZ"Ü KADAR BİLE SEVEMEZ.OYSA, YURDUNU VE MİLLETİNİ ÖZÜNDEN ÇOK SEVDİĞİNİ SÖYEYEN İNSAN O KADAR ÇOK Kİ....ÖYLE OLSA "YURTTA BARIŞ" OLMAZ MI?AMA ONLAR HAKLI.YUKARIDA SÖZÜ EDİLEN ÇALIŞMALARI YAPMAMIŞ OLSAYDIM,SORSALARDI BEN DE AYNI ŞEYİ SÖYLERDİM.DİĞER TARAFTAN YURTTA VE DÜNYADA O KADAR ÇOK "BİLGİ VARSILI" VAR Kİ.İSTANBUL HABİTAT KONFERANSININ "TEK KİŞİLİK ORDUSU" GALİP BARAN, BU ÜLKENİN "BİLGİ VARSILLARI"NI BENCİLLİKLE SAVAŞMAK İÇİN BİR ORDU KURMAĞA, SALİH AMELLER EYLEMEĞE. İNSANI KAMİLLER OLMAĞA. DAVET EDİYOR. YALNIZ BU ÜLKE DEĞİL, DÜNYA ONLARDAN İKDAM BEKLİYOR.DAVRANIN "BİLGİ VARSILLARI" !GALİP BARANBİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ KURUCUSU********************************************************From: Mustafa Nevruz SINACI / Sent: Saturday, October 17, 2009 7:25 PM / To: MNSSubject: MNS // ÖZEL GÖNDERİM; HAFTANIN MAKALELERİ (EKLİ VE İÇİNDE) 17.X.2009***"TARİH KOMİSYONU" // Mustafa Nevruz SINACIMesele, Revan'da oynanan Ermenistan-Türkiye maçıyla başladı gibi!.. Sonra, Bursa'da Türkiye-Ermenistan maçı…
"Açılım" kategorisine yeni eklenen Ermenistan'a kapı açılması ve normalleşme konusunda Halk Partisinin sahibi Deniz Baykal, bir ara ne dedi? ..........Yani AKP tarafından açılan kapı doğrudan SEVR'e açılmaktadır biline.
***MİLLİ DAVA DÜŞMANLIĞI // Mustafa Nevruz SINACI
Art arda gelen açılım bombardımanları medyada ciddi bir sersemliğe yol açtı. Kafalar karıştı. İlkeler sarsıldı. Ezberler bozuldu. Etnik kök, gerçek din, (fanatizm) örtülü nesep, gizli meşrep, kadim efendi, sözde ilke ve esaslar deşifre oldu.. Düğmeye basıldıktan elli yıl sonra şimdi mal meydanda. Her gün bir başka veçhesiyle (yönüyle) açılıp, saçılma sürüyor. Beklenir süreçte öyle bir evre başladı ki, neticesi düşman başına.
***MİLLİ DAVA (!) KIBRIS // Mustafa Nevruz SINACI
Türkiye, emperyalist bir devlet değildir. Kuruluş ilkeleri ve ilk (1924) anayasası gereği emperyalizm karşıtıdır. Gerçek, samimi ve tarihi politikaları da….. Kaldı ki, dünyanın en büyük emperyalist devletlerine karşı verilen bir "kutsal savaş ve efsanevi direniş" sonucu kurulmuştur. Bu manâdan mülheme olmak üzere adı: İstiklâl Savaşıdır.
***AB PARANOYASI ve ATATÜRK'E SALDIRI // Mustafa Nevruz SINACI
AB, başta Ortlander raporu olmak üzere, belirli aralıklarla yaptığı açıklamaları veya değişik komisyonlarında yazılan raporları ile Atatürk'e saldırmayı, adeta sürecin bir parçası haline getirdi. İlk saldırıdan tutun, bu ay vaki olan son saldırıya kadar, muhatap (hükümet) iktidar veya muhalefetten ses yok. Ciddi bir tepki yok. Tekzip talebi yok. Ne kadar garip ve enteresan, ayıp ve utanç verici değil mi?
Bu saldırılar kapsamında; önce Atatürk resimlerinin indirilmesi istendi. Şimdi de, Atatürk'ü koruma kanununun kaldırılmasını istiyorlar.
web::: http://mustafanevruzsinaci.blogspot.com,
e.MAİL: gercek.demokrat@hotmail.com
Ücretsiz dinlemek için yüzbinlerce şarkı Kavun'da! Tıkla, dinle.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu iletiyi şu gruba abone olduğunuz için aldınız: Google Grupları "MUAMMER SEZER 1-TURKIYE'MI SEVMEK OTAG'DAN DEMIREL'E BASBUG'UNA TARAF OLMAK EY TURK ISI ULKENI BIZI BIRBIRIMIZE DUSURMEK OLANLARDAN BOLUCULERDEN SAKIN!" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : turkiyemisevmek@googlegroups.com
Bu gruba aboneliğinizi iptal etmek için şu adrese e-posta gönderin: turkiyemisevmek+unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/turkiyemisevmek?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.